YUSUF ERADAM ŞİİR EVİRİP ÇEVİRMEK 1
TARİF: Lezzetli Bir şiir Çevirisi Nasıl Yapılır?
Prof. Dr. Yusuf Eradam*
Önce, bir kez daha altını çizelim, her konuda olduğu gibi, çeviride de ve hele edenlerinin hainden sayıldığı şiir çevirisinde arife tarif gerekmez. Gene de arif olmadığını bilen öğreniciler için şiir çevirisinde denklik ilkesi doğrultusunda lezzetli bir çeviri tarifi yazayım istedim.
1. Malzeme (Ingredients):
Şöyle olgunundan, olmuşundan bir adet şiir;
Şiirin yazıldığı kaynak dilin ve o dilin kültürünün bilgisi;
(Bir başka deyişle; kaynak dilin grameri, sözcük bilgisi, söz dizini, biçem özellikleri, karakteristik ses, söz özellikleri, akıcılığı, söz sanatları, deyimleri, argosu vb’nin bilgisi)
c. Bir adet iyi pişmiş ve motive olmuş çevirmen;
d. Çevirmenin şiiri oluşturan kaynak dil biçim ve biçem özelliklerinin erek dilde de olası bir denginin bulunabileceğini ya da bulunması gerektiğine inancı; ya da şiirin çevrilemez olduğu değil, öyle bile olsa çevrilmesi gerektiğine, çevrilmezse, asıl o zaman, çevrilmeyişi ile bir kayıp olacağı inancı;
2. Alet-Edevat (Utensils)
a. Şiirin çevrileceği erek dil ve o dilin kültürü ve özellikle de kaynak dil ile erek dil dizgelerinin farklı olduğunun bilgisi/bilinci;
b. Şiir bilgisi (genel: şiir türleri, şiirin söz dizini, imge dünyası, simgeleri, sesi, tartımı, tonu, varsa uyak ve / ya da koşuk düzeni);
c. Çevrilecek şiirin biçimini, biçemini kavrama ve yorumlama birikimi;
d. Özellikle sözcük bilgisi; sözcüklerin de bir tarihi ve böylece de bir belleği olduğunun bilgisi; dolayısıyla da şimdiye değin sayılan tüm alet-edevat gibi, sözcüklerin de zekâsı olduğunun bilgisi;
e. Anlambilim, biçembilim, mantık, dil felsefesi, felsefe, psikoloji, tarih, coğrafya, çeviri kuramları vb. alanlarının da bilgisi;
f. Sezgi;
g. Sözlükler (kaynak dilden erek dile);
h. Thesaurus (lar);
i. Birkaç boş kâğıt, kalem, silgi, kalemtraş veya klavyeli araç, bütçenizi sarmayacak bir adet bilgisayar ya da ‘word-processor’;
3. YAPILIŞI (Procedure / Çeviri Süreci):
a. Şiiri defalarca okuyun. Yeterli gördüğünüz bir süre boyunca o şiirle uğunun, yatın kalkın. Problemleri saptayın. Erek dilde yaratacağınız yeni şiiri defalarca okuyup sindirin ve sakın ama sakın çeviriniz sayesinde o yapıtın tadına bakacak erek dil okuyucu kitlesini hafife almayın, bir bilen, daha iyi bilen, daha ‘başka tad katarak’ yaptığını sanan, hatta sanmakla yetinmeyip yapabilen biri mutlaka çıkar, çıkabilir;
b. Okurken, gönderim çerçevenizi (frame of reference) ve bağlamsal etkenleri belirleyin ve aklınıza gelen erek dil karşılıklarını bir kenara not edin. Olasılıkları çoğaltın. Kafanızda bu olasılıkları dağınık olarak tutun. Anlam, söz dizim, şiirin tartımı, varsa uyaklar ve söz sanatları açısından seçtiğiniz denk karşılıkları, olasılıkları çoğaltın;
c. Şiirin metin çözümlemesini yapın ve sözdiziminden, dizelenişine, imge dünyasından simgelerine, ses ve tartım yapısını ve tonunu belirleyin; varsa uyak düzenini, vezinli (koşuklu) yazılmışsa vezin yapısını saptayın ve dengini nasıl yaratacağınızı düşünmeye koyulun;
d. Şiiri okurken aklınıza gelen ve b. maddesinde sözü edilen seçeneklerinizle şiiri yeniden yazın. Olasılıkları azaltın. Bunu yaparken de gerekli alet-edevatı kullanmaktan çekinmeyin;
e. Ortaya çıkan erek dildeki şiiri bir süre soğumaya bırakın;
f. Bir süre sonra erek dildeki bu yeni şiiri kaynak dildeki özgün haliyle kıyaslayarak okuyun. Pürüzleri ya da varsa yanlışları düzeltin;
g. Çeviri doğru geliyorsa (içinize sindiyse, sanki erek dilde yazılmış gibiyse), şimdi kaynak dildeki özgün halini görmeden, yeni şiirin yalnızca akışına bakın, sesine ve tartımına (ritmine) kulak vererek yüksek sesle okuyun, kulağa ve anlamsal müziğini kontrol edin;
h. Son olarak da, çevirinizin yeterince lezzetli olduğuna inanıyorsanız, beyaz bir kağıt üzerine yazın ve konukların takdirine sunmak üzere sıcak sıcak servis yapmakta acele etmeyin.
Yemek biraz soğuyabilir. Bırakın dinlensin. Arada sırada çevirinizi okuyun. Aslıyla karşılaştırın. Şiiri erek dilde yeniden yazdığınızın bilincinde ama şairin kendiniz olmadığınızı da aklınızdan çıkarmayın, parsayı tümden kendiniz toplayacağınızı sanmayın. Unutmayın, aynı yemeği bir yıl sonra daha iyi, daha iyi olmasa da başka türlü yapabilirsiniz. Çevirmen olarak siz değişip piştikçe yapacağınız yemeğin kalitesi de farklı olacaktır.
Sonsöz: Unutmayalım ki aracımız erek dilin bir belleği, seçilen sözcüklerin, imgelerin, simgelerin, aklımıza gelmesine neden olan ve çeviri şiiri okuyacakların akıllarına getireceği birçok çağrışımları vardır. Bir başka deyişle, yalnızca şiir çevirisinde değil, erek dile yapılan herhangi bir çeviride seçilen sözcükler, deyimler vb. kendi tarihlerini, anlam, yan anlam ve çağrışımlarını da beraberlerinde getirirler. Kaynak dilden erek dile çeviri yaparken öncelikle bu belleği göz önüne almak, bir başka deyişle, denklik kurmak gerekir. Şiir çevirisi yaparken kullandığımız araç dildir ve onun da bir zekâsı olduğunu unutmamalıyız (Yönetmen Kieslowski filmlerinden Dekalog 1’de de bunu vurgular.)
Şiir çevirisini hafife almamak gerektiğini unutmamalıyız ve “yemek tarifi verir gibi şiir çevirisi tarifi verenler çıksa da,” mutfağa girip de ocağın, kap kacağın başına geçenler bilirler ki arife tarif gerekmez. İşte bu yüzdendir ki annelerimiz ya da daha deneyimli büyüklerimiz, bir başka deyişle her iki dile de hâkim çevirmenler, yemeği yakmayacakları gibi, gerektiğinde içgüdüsel, sezgisel kararlarla da malzemeyi el yordamıyla kullanarak tarif edilenden daha lezzetli çeviri ortaya çıkarabilirler. “Annemin yemekleri başka” dediğinizde annenizin mahirliğini övdüğünüz gibi tarif edilemezliğini de vurgulamış olursunuz. Buradaki “başka” sözcüğü o başka sevgisini de ima eder, sizin tad deyince ne anladığınızı da ele verir. Bir başka deyişle, sizin dil, kültür, şiir, edebiyat, çeviri ve hayata ilişkin ne bildiğinizi, ne denli bilgili, görgülü olduğunuzu gösterir. Siz ne kadar olmuşsunuz, ham yeriniz kalmış mı, kalmamış mı, tastamam mısınız, ağaçtan düşmeye, sofralarda sunulmaya hazır mısınız, hepsini ima eder.
Afiyet olsun.
*TEDU, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı